Rumuz: Sincap

Yayınlandı: Haziran 16, 2011 / Paylaş & Rahatla

Herkesin çocukluğu çok renkli geçmiş anlaşılan.  Kimileri bunları unutmayı tercih etmiş, kimi hayatının her dönemine taşımış.  Ama alaysızbölgeye yazmasa bile blog hakkında bir çok yorum alıyorum insanlardan, bunlarla ilgili madem onlar yazmadı, ben bir varsayımda bulunmak istiyorum.  Küçük bir şehrimizde ikamet eden arkadaşım bu yorumları okuyunca (özellikle maddiyat üstüne dışlamalarla ilgili) küçük çapta şok geçirerek, benim başıma hiç böyle şeyler gelmedi dedi, ki onun okulunda da über zenginler olduğu gibi, kendisi de bir memur çocuğudur. Bu şaşkınlıktan sonra derinlemesine konuşmaya ve fikir teatisinde bulunmaya başladık. Büyükşehirlerde maddiyat daha mı göz önünde yaşanıyordu, ya da daha kalın harflerle yazayım büyükşehir, “metropol” daha mı GÖRGÜSÜZ, ve hatta SONRADAN GÖRME idi? Ben kardeşimden biliyorum, babam kendini kasarak bizim hiç de ayağımıza göre olmayan bir yorgan satın aldı ve kardeşimi buparayacocuğuyurtdışındaüniversiteokutursun kolejine gönderdi. Çocukcağız anaokulunda kurayı kazanınca biz de sevindik, bir halt oldu sandık. Ama yıllarca o kadar çok, ailesinden bu konularda konuşulmaması gerektiğini hiç bir şekilde öğrenememiş (düzeltiyorum belki de ailesinden görerek bunun böyle yaşanması gerektiğini zannetmiş) çocuktan, babalarının maaşları, oturdukları yerler, (yaşanmış diyalogtur: sen nerede oturuyorsun? – bla – hahahah benim hizmetçim orada ikamet ediyor!) annelerinin arabaları ve hiç bitmeyen yurtdışı gezileri hakkında istemediği ölçülerde bilgilendirildi! Çocukcağızın tüm insanlığı böyle zannederek içine kapanıp, insanlara küsmesine sebep olduğumuzu hissediyorum. Kısaca, haddini bil ve zenginlerin okuluna çocuğunu gön-der-me! Zengin olmak kötüdür zırvalaması yapmıyorum bu arada, asla ve asla yanlış anlaşılmasın. Konumuz sistemli alay ve dışlama ise, bu çocukların nasıl bu kadar  “canavarlaştıklarını(!)”  konuşuyorsak, ben bu metropol/sempatikküçükşehir ayrımına (eğer varsa) dikkat çekmek istedim. Sizce de böyle bir fark olabilir mi? Daha ufak bölgelerde, zenginler, zenginliğini çocuklarının gözü önünde, başkalarının gözüne sokmadığı için, bunu normalleştirdikleri için mi oradaki çocuklar deli gibi zenginken, memurun çocuğunu parayla alakalı dışlamıyor.  Ha şu da olabilir, bizim yaşımız 20-30 arası, eskiden küçük şehirde ne kadar zengin olursan ol muhtemelen aynı butikten giyinirdin ama İstanbul’da Nike vs pazar gibi abidik gubidik ve kendini çok belli eden ayrımlar var. Bilmemne marka kalem kutusu yoktu belki orada, mahallenin kırtasiyesinde ne varsa oydu. Ya da farklılık olsa da çocuklar tutarını bilmezlerdi, çünkü ana-baba bunu dillendirmezdi,  çünkü memur onun komşusuydu. Bizde ise bakınız yukarıdaki diyalogda metropol semtlere bölünüyor; hizmetçiler, zenginler, emekliler, vs vs.. Ben ikinci ihtimal üzerinde yoğunlaşıyorum. Bilmiyorum belki fazla saçmalıyorum veya gözden kaçırdığım yüzlerce değişken var. Sadece paylaşmak istedim.  Bir de sizden ricam, eğer kardeş, kuzen veya sevdiğiniz okula giden ufaklıklar varsa, onlarla bu anılarınızı paylaşın. Alay eden veya maruz kalan olabilir; ediyorsa size olan sevgisinden bunun yarattığı hasarı anlayıp vazgeçebilir, alay ediliyorsa kendini daha az yalnız ve uzaylı hissedebilir. Benden ufak bir tavsiye. Sevgiler,

Yorum bırakın