iRobot diyor ki…

Yayınlandı: Haziran 9, 2011 / Paylaş & Rahatla

Merhaba alaysizbolge,

 

İlkokulu bitirip, biraz da aile baskısı altında seçtiğim okula gittiğim ilk hafta yaşadığım şoku hiç unutamam. Eğer hayatınızın ilk onbir senesi aile koruması altında geçmiş ise ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız sanırım. Birden üzerimdeki koruma sanki kalkmış, hiç tanımadığım bir ortamda ve bilmediğim kurallarla oynanan bir oyunun içinde bulmuştum kendimi. Sadece aynı apartmanda doğup birlikte büyümüş olduğum bir arkadaşım vardı benimle benzer bir yapıda olan. Daha ilk günden top oynarken abilerin topunuzu alıp sırayla havaya dikmeleri ve sizin de çaresizce topunuzu kurtarmak için bahçede dört dönmeniz yeterince yıpratıcı idi. Sonrasında ise yeni bir dili öğrenme çabaları, hocaların acımasızca üstünüze gelmeleri ve sınıf arkadaşlarınızın nispeten savunmasız gördüklerine karşı takındıkları insafsız tavırları da katınca neden ilk iki hafta sonunda ağlayarak o okulda okumak istemediğimi vurguladığım anlaşılabilir bir hal alacaktır sanırım. Tüm bunların sonucunda ise doğal savunma mekanizmam adaptasyon sürecine girmek yerine izolasyonu tercih etti. Bu belki de baskı altında kalmayı, dışlanmayı ve böyle sekiz yıl geçirmeyi göze almaktı ve daha zor olan yoldu. Ancak sonradan geri dönerek baktığımda toplum baskısına karşı koyma gücü kazanmak açısından oldukça yararlı olduğunu da farkettiğimi söyleyebilirim.

Yorum bırakın