Labirent’in hikayesi

Yayınlandı: Mayıs 20, 2011 / Paylaş & Rahatla

Merhaba, açıkçası öncelikle benim durumum şu ana kadar anlatılan alay profillerinden biraz farklı. Kimse gelip yüzüme bu açıdan birşey vurmadı, küçümseme ve alay hep alttan alttan ötekileştirmek suretiyle işledi diyebilirim. Ben Alevi bir ailenin kızıyım, malum ”azınlık” konumlaması içine giriyorum bazı aileler tarafından. Açıkcası Alevilikle ilgili pek çok aşağılayıcı söz duymama rağmen, aile içinde konuşulmasından bahsediyorum, direkt yüzüme karşı bunları duymadım. Ama benim ilkokulda en yakın arkadaşlarımın aileleri Sunniydi,tanımlamayı yanlış yapmak istemem de yine tırnak içerisinde ”aşırı” dindar ailelerdi. Eşleri çarşaflı, arkadaşlarım ise ilkokul 1’den itibaren kapalıydılar. Neyse bunları geçelim, ben sık sık giderdim onlara. Birgün Kurban günü bana verdikleri kurban etini aldım ama sokakta bıraktım, neden-işte burada da benim ailemin Sunnilere karşı önyargı ya da daha önceden edindikleri yargılar devreye giriyor- Çünkü ailemden çekindim. Neyse arkadaşım bunu babasına yetiştirmiş, ya da çok küçüktü, kurban etinin kutsal olduğunu düşünüp günaha girmemek için söylemiş diyelim, neyse babanın dediği şey şuydu “ailenle görüşeceğim ve onlara diyeceğm ki kızınız ‘Müslümanları’ sevmiyor”. İşte o an bir an Müslümanlar filan kaldığımı hatırlıyorum, nasıl yani Aleviler Ali-amca çocuğu Müslüman değiller mi diye! Bir diğeri de ortaokulda din dersiydi, ilkokul hocam da Alevi olduğu için ben açıkcası dua mua ezberlemedim hiç, ortaokulda ilk Arapça dua verilince çok şaşırmıştım zaten. Neyse konu bu değil, tüm bunlara rağmen bir ”Alevi” olarak “Sunni” propagandası yapılan o din derslerinden çoğu sefer 100 ü çakmıştım. Hocamız da pek sever görünürdü beni görünürdü diyorum çünkü içten içe burada da işliyor süreç. Sunni düşük not alan bir arkadaşıma, “bak o kız Alevi, sen onlar kadar olamıyor musun, Aleviliğine rağmen 100 alıyor” demiş. Duyunca gerçekten pek üzülmüştüm. ve ailesel korkulardan Alevi olduğumu söylerken hep düşünmem, ya da ben Aleviyim dediğim de ” aa benim de Alevi arkadaşımlar var, ama çok iyiler ya da çok iyiler” gibi buram buram ötekileştirme kokan teselliler de hep tuhaf hissetmeme sebep olmuştur. Bir de bir yerde Alevi olduğumu öğrendiklerinde ki bu en ağırıdır ”he siz Fırat’ın bozuk tarafındansınız” denilmesi de takdire şayan bir ötekileştirmeydi, ayrıca Dersimli Zaza’yım (Kürt). Zaten işin etnik kısmını yazsam yer kalmaz! Sanırım tüm bu ötekileştirmeler, 4 yaşına kadar konuştuğum anadilimi şuan konuşamamama sebep olan. Keza 4 yaşına kadar Dersim’de büyüdüm ve annemin dediğine göre hep Zazaca konuşurmuşum ama uzun süre bana evde konuşulan Zazaca hep ”şakice” geldi, ailemin sunni olmasını dilediğim kadar hep ”Türk” olmasını da dilemiştim. Çünkü farklılığı hissetmek açıkcası benim açımdan gerçekten çok zordu. Şu an 4 yaş öncesini hatırlarken hep Türkçe hatırlıyorum ne enteresan- ki 4 yaş öncesi bende çok önemli olduğu için de oldukça net hatırlarım- ve şimdi bu dili tekrardan öğrenmeye çabalıyorum. Hatta açıkçası yıllarca neden ben farklıyım diye üzüldüğüm şey, milliyetçiliğe kesinlikle kaymadan diyebilirim ki, bazen çok ilgi çekici geliyor. Dediğim gibi durum budur! Farklı olmaya alıştım, ki keza şu anda kendimi Alevi olarak tanımlamasam da kendimi tanımladığım şey de ayrı bir farklılık durumu olduğu için bazen yorucu olsa da seviyorum. Yıllarca neden ben de ”normal” herhangi biri değilim derken, şuan birilerinin dayattığı değil de kendimi ararken bulduğum, kendimi tanımlama şekli, çoğunluktan farklılık artık bana hem aklen hem vicdanen daha doğru geliyor. Artık farklı olmaya sitem etmiyorum, aynı olanlar, aynılığı savunup sürdürmeye çalışanlar canımı sıkıyor 🙂

Not: Bu arada yazma fikri güzelmiş, baştan kendinizi bilmediğiniz birilerine açmak hafif ”korkunç” görünse de, yazarken rahatlıyorsunuz, deneyin derim.

yorum
  1. Nergis dedi ki:

    Ülkenin en önemli ve öncelikli sorunu hakkında bu kadar yalın ve gerçek yazmanız bu sorunların aşılmasında da öncelikli olacak eminim. Bir sürü “yetişkin” ve yönetici değil sizin paylaşımlarınızdan gelecek çözümler…Lütfen bütün “ötekiler” ve ötekileştirmeyi hissedenler yazın, paylaşın.

Yorum bırakın