Sincap diyor ki…

Yayınlandı: Mayıs 17, 2011 / Paylaş & Rahatla

Kendini, kendin gibi sevemedin mi sen?

D’nin paylaştıklarını okuduğumda biraz kendimi gördüm. Kendisiyle dalga geçmekten, kendisi olamamış bir kızım ben de.
Okulun kapısından girdik ve nedense hiç bir silah zoru olmadan; bir anda gruplara bölünüverdik. İnsanın doğası bu demek. Bazen fiziksel bir farklılıktan, bazen anneninizin sizi hala ilkokulda zannedip, komik ve aşırı dikkat çekici / hiç de seksi olmayan / palto ve ayakkabılar giydirerek okula yollamasından.
Benim durumum çoğunlukla ikincisiydi, diğer kızlar “genç kız gibi giyinirken”, ben onların ilkokula giden çingene pembesi montlu küçük kız kardeşleriydim adeta.
Hiç bir zaman marka takıntım olmadı (şükür) o zaman marka ne demek inanın bilmediğim yaştaydım (11) ama çoğu kişi olayı kapmıştı. Bu durumda ailemde bu tip elitist bir okula giden ilk kişi olmamın etkisi de büyüktür diye tahmin ediyorum.
Diğerlerinin anneanneleri bile aynı okuldan mezun olurken, bilemedin ablası/kuzeni, vs. Ben o okula gelmeden dünya üzerinde böyle bir dilin varlığından haberdar değildim.
Aile içinde “kesköse, kes kafayı koy kümese” tarzında latifelerle gerçekten bu elitist yaklaşımdan yardlarca uzakta olduğumuzu dışardan gören herkes anlardı. Bense hala buna gülerim.
Yani ben anlamadım başlarda çoğunluktan olmadığımı. Her ders zili çaldığında, tek istediğim bir an önce şu sıkıcı sınıf ve öğretmenden kurtulup, kendimi bahçeye atıp; top koşturmak, bilinçsizce koşmak ve oynamak, bilirsiniz işte çocukluğumu yaşamaktı.
Benden önce büyüyen/ ve veya büyüdüklerini kanıtlamak isteyenler tarafından bu amansız enerji “ezik” olarak nitelenmeme neden oldu.
İlk başlarda duymazdan gelmek kolaydı, tesadüfi birşey bu herhalde, 3-5 kişinin bana aynı sıfatla hitap etmesi diye düşündüm. Ne zamanki “ezik” benim sıfatım değil de, ismim oldu, o zaman yavaş yavaş etrafımdaki kü(i)tleyi hissetmeye başladım. Ben de kendi kütlemi doğurdum sonra; nurtopu gibi savunma mekanizması.. Hikayenin bundan sonrası çoğu “ezik” için aynıdır sanırım.
Yansıtma mı dersin, (aslında kendisi ezik olduğu için bana öyle diyor olmalı hımmm) yüceltme mi istersin (evet ben eziğim, hatta bunu bana kimse demeden önce ben ilan edeyim, çantama yazayım mesela, oha süper fikir!!!) yoksa yer değiştirme mi arzu edersin? (okuldakilere kızıp, evde ergenlik taslamalar)
Af buyurun ama bunları okuyup “get over it, you looser!” çığlıkları atacak bir çok insan da tanıyorum. Bir yandan bunu düşünmek de içimdeki eziği kamçılıyor. Acaba o tarafta olsaydım, nasıl olurdu? Merak işte. Gerçekten yahu nasıl olurdu?? (Burada kesiyorum bu konuyu.)
Popilerlerin (öyle telaffuz edilirdi) espri dağarcığı sadece fiziksel yönlere abanmaktan körelir, gelişemezdi. AA şişkoya bak, aa safinaz, aa tahta göğüs, vs.. Ezikte malzeme boldur; dış görünüş de vardır ama oraya saplanıp kalmamıza gerek yoktur. Jöleli kafalarıyla, kısacık etekleri ve şuh kahkahalarıyla, bize göre “boş” kafalarıyla -kendi aramızda- dalga geçebiliriz. Onlar ezik dedikçe, ben .r.p. derdim mesela. (Pek adil değilmişim) Ama geceleri rüyalarımda hep onlar gibi giyinip, okula giderdim. Ve herkes bana aşık olurdu! Bir de hala ara ara gördüğüm (ki takriben 8 sene oldu lise biteli) bir rüyam var fiks; okula gidiyorum ama üzerimde sadece çok eski ve çirkin beyaz bir fanila var. Bildiğin fanila (atlet) Sırada oturuyorum, sözlüye kalkıyorum, bahçede ve kantindeyim, sınava bile giriyorum ama kalkıp eve gitmiyorum. Kabullenmişim o atletle oturmayı. Lisede özgüvensizliğin ve aslında içten içe ne kadar çaresiz hissettiğimin en çarpıcı kanıtı bu rüya olsa gerek. (Bu gece de görürüm kesin)
Aklıma ne geldi bak bu çok komik; annem kaşlarımı almama izin vermezdi benim küçük bir melek olduğuma inanıyor ve bu sıkıntıma bir anlam veremiyor. “Bu ne heves büyümeye?” derdi. Ama anne beni bir tekkaş olduğuma inandırmaya çalışan onbinlerle savaşıyorum!!! Kendimi 2 seneye kadar öyle zannediyordum. Oysa fotoğraflara baktığımızda şu an moda olan kaş uzatmada bile derece alamayacak normalitede kaşım var. E evet var, şekilli ve yay gibi alınmış değiller ama 13 yaşındayız be birader.
Şimdiki çocukların başı çok daha büyük belada. Üzerlerindeki seksi ve popiler olma baskısı binlere kat fazla. O kamplaşmayla bu kadar dalga geçtiğime bakmayın, hala popilerlerden biriyle karşılaştığımda gereksiz bir paniğe kapılıyorum. Onlar muhtemelen sevgililerini veya kıyımsız işlerini düşünürken ben ismimi hatırlamaya çalıştıklarını zannedip, keşke selam vermeseydim yeaaa diye düşünüyorum.
Ben kendimi heeeeeep ve hala sümüklü ve herkesten biraz farklı hissediyorum. İnanın bunun ekmeği de yenir, yenmez değil. Çünkü ne kadar “sex sells” ise farklılık da satıyor. Hepimiz toplum içinde o ya da bu şekilde varolmaya çalışan yaratıklarız.
Geçmişte yaşadığım zor ve yüz kızartıcı, eve gidip ağlatan veya okulda kavga etmeme sebep olan anlar kadar, kendimi ufaktan ufağa onlardan daha üstün hissettiğim anları da hatırlamam gerekiyor.
Eminim bu blogu açan kişi de /bu duyguyu yaşadığını kendine bile itiraf edemese de/ bunu yapmasını sağlayan yegane duygunun; bu üstünlük hissi olduğunu derinlerde bir yerde hissedecek. O hisse tutunmalıyım, çünkü bu doğru, ben farklılıklarıma çıkıntılıklarıma veya çıkıntılarımın olmamasına rağmen hayatta kaldım.
Onların göğüslerine açılan kapılar benim yüzüme kapandı. Hiç bir erkeğin beni gerçek anlamda beğenebileceğine hala inanmıyorum. Bu duyguyu gerçekten sevgilim ne derse desin yenemiyorum.
Pembe&isimsiz paltoma, beden dersinde giydiğim, hiç de x markası gibi oturmayan aşortmanıma bakıp, ulan bende neden emanet gibi duruyor diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ama içten içe “bigün seni yenicem popiler!” derdim. Ve mezun oldum..
İşyerinde yine var, hergün neden makyaj yapmadığımı bu şekilde hasta gibi gözüktüğümü neden çöp evde yaşıyormuş gibi giyindiğimi soran bir avuç kaka insan ile çalışıyorum.. Bi dakka, bi dakka ?!? (OMG! Sanırım hala lisedeyim:)
Dünya zaten hep lise arkadaşlar. Naturel selekşın hesabı. Güçlü ve kaslı olan ayakta kalacak, kaslı olmayan beyin kaslarını çalıştıracak, her iki konuda da ortalama olanlar politik olacak. Yoksa yok olacak, olmasa da yok sayılacak; olsa da olacak, olmasa da olacak…
Gerçekten alaysız bölge, yazdım rahatladım. Bu ilk ama son olmayacak sanırım..
Gözlerinden öperim!

Yorum bırakın